Erdoğan ABD’nin “Milli Çıkarını” Korudu !
NATO’nun genişlemesi, dünya ve Avrupa barışının korunması amaçlı değil, ABD’nin ve siyasi batının egemenliğini güçlendirme adımıdır. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya dahil edilmesi, ABD ve İngiltere’nin Doğu Avrupa’ya ve Balkanlar’a daha fazla yerleşmesi anlamına gelmektedir ve Türkiye’nin komşusu Rusya’ya karşı saldırgan bir hamle olma özelliği taşımaktadır.
Dünyanın sekiz milyar sakininin kendine sorması gereken en önemli soru şudur: NATO’nun var olma sebebi olan Varşova Paktı’nın ortadan kalktığı ve dünyanın yeniden kurulduğu 30 yıl öncesinden günümüze NATO kimin çıkarlarını savunmuştur ve NATO gibi bir “askeri savaş örgütüne” tüm dünyanın ihtiyacı var mıdır? Yoksa NATO, ABD - İngiltere’nin ve onların küresel tekellerinin çıkarlarını koruyan savaş aygıtı olarak bütün dünya ülkelerinin başındaki en büyük bela mıdır?
ABD ve NATO’nun son otuz yıldır; Ortadoğu, Doğu Avrupa ve Balkanlar’a büyük bir askeri yığınakla yerleşmesi özellikle Yunanistan’ın cephaneliğe çevrilmesi sadece Rusya’yı kuşatmayı amaçlamamaktadır. Bu davranış en başta Türkiye’nin kuşatılması anlamına gelmektedir.
15 Temmuz kanlı darbe girişiminin faili bellidir. Patronun ise ABD emperyalizmi olduğu unutulmamalıdır. Dün NATO üyeliği ile teslim alınan Türkiye’nin ayağına, bugün NATO’nun genişlemesine onay verilerek bir pranga daha takılmıştır. Erdoğan’ın Madrid toplantısında NATO’nun genişlemesine verdiği onay kimseyi şaşırtmamalıdır. Daha önce Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanlığını üstlenip Suriye’deki yıkım savaşına ortak olarak ABD emperyalizminin taşeronluğunu üstlendiği gerçeği ortadayken, Erdoğan’dan farklı bir tutum beklenmemesi gerektiği bir kez daha görülmüştür. Erdoğan, ABD’nin çıkarlarına hizmet etmiştir. Rusya’yı düşman ilan eden NATO siyasetine ortak olmuştur. Komşumuz Rusya ile düşmanlık siyasetinin Türkiye’nin çıkarlarıyla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
NATO’nun genişlemesine onay karşılığında yapılan “terör pazarlığı” ise boş hamasetten ibarettir. NATO, Türkiye – İsveç – Finlandiya arasında kayıt altına alınan 10 maddelik sonuç metninde yaptırım uygulanabilecek hiçbir madde yok. ABD F-35’leri Türkiye’ye vermedi, F-16’ları pazarlık kozu olarak kullanarak istediğini Erdoğan’dan aldı. Dış politikada, ABD bağımlılığı “milli çıkar” denilerek pazarlanmaktadır.
Erdoğan tarafından NATO’nun genişlemesine onay verilmesi, “milli çıkar” diye yutturulamaz. Korunan “milli çıkar”, ABD’nin çıkarıdır. NATO’nun genişlemesine onay verilerek, ABD çıkarlarına hizmet edildiği gibi Türkiye’nin NATO’ya, ABD’ye bağımlılığını perçinlemiş, komşumuz Rusya ile düşmanlık siyasetinin altı döşenmiştir.
Şimdi başta Suriye’de olmak üzere Rusya’nın adım atması ve İdlib bölgesinde kozların yeniden paylaşılması gündeme gelebilir.
Erdoğan ve AKP’nin dış politikası bu karar ile tamamen iflas etmiştir.
Deniz Avşar Karaman (Gazeteci )