Endüstriyel Simbiyoz

Bir yandan döngüsel ekonominin geliştirilmesini sağlayan, diğer yandan çevresel fayda üreterek ekonominin ihtiyaç duyduğu girdi tedarikinin daha etkin ve verimli kullanımına katkı sunan Endüstriyel Simbiyoz, gün geçtikçe önem kazanıyor.

Ekonomik, çevresel ve toplumsal dengeleri gözeten bu yaklaşım, yalnızca bugünü değil, geleceği de düşünerek hareket etmeyi gerektirir. İklim değişikliği, kaynakların tükenmesi, çevre kirliliği ve sosyal eşitsizlik gibi sorunlarla başa çıkmak için sürdürülebilir politikalar geliştirmek, hem biz bireylerin hem de kurumların sorumluluğundadır. Bu nedenle, sürdürülebilirlik, uzun vadeli refahı sağlamanın ve küresel sorunlara çözüm bulmanın en etkin yollarından biridir. Tüm bunlar birey olarak da bizzat yakından hissettiğimiz ve sürdürülebilirliğe yönelik atılması gereken adımların aciliyetini bizlere gösteren önemli gelişmeler.

Küresel çevresel sorunlar, iklim değişikliği, kaynakların hızla tükenmesi ve artan düzenleyici baskılar, şirketleri daha sürdürülebilir iş modellerine yönlendirmektedir. Sürdürülebilirlik, işletmelerin çevresel, sosyal ve ekonomik etkilerini dengeleyerek uzun vadeli başarılarını garanti altına almalarını sağlar. Bir işletmenin sürdürülebilirliğini sağlayabilmek üzere son dönemde gündeme gelen kavramlardan birisi de "Endüstriyel Simbiyoz"dur.

Endüstriyel Simbiyoz ; hammadde alışverişinin ötesinde her türlü kaynağın atık, yan ürün, enerji, altyapı, üst yapı, lojistik ve benzeri alanlarda karşılıklı fayda sağlamak üzere paylaşımıdır. Sadece bir değiş-tokuş değil; işletmeler arasında uzun süreli işbirliklerinin kurulmasıdır. Örneğin gıda atıklarından organik gübre, Dökümhane Ocak cüruflarının yol yapımında kullanımı, şeker üretimi kalsit atıklarından seramik imalatı, zeytin çekirdeklerinden deri üretimi, pirinadan yakıt üretimi yapılabilmekte. Çevresel sorunlara yönelik olarak geliştirilmiş bir çözüm aracı gibi düşünülse de Endüstriyel Simbiyoz uygulamaları firmalara önemli ekonomik kazanımlar sağlamaktadır.

İşletmeler bu yöntemle üretim maliyetlerini düşürmekte, atık ve yan ürünlerden ek gelir elde etmekte, oluşturulan işbirliği ortamı ile teknoloji altyapılarını geliştirmekte ve yeni pazar fırsatları elde etmektedir. 

Gelecekte bu kavram daha fazla karşımıza çıkacak ve üretim süreçlerine yön vermeyi ivmelendirecek. Tüm üreticilerin kendini bu  duruma göre konumlandırması önemli.