“Bir Bakışta Eğitim 2025”

TEDMEM, OECD'nin “Bir Bakışta Eğitim 2025” Raporunun Türkiye Verilerini Değerlendirdi

“Ne Eğitimde Ne İstihdamda” Olan Genç Sayısında Türkiye OECD Ülkeleri Arasında Birinci
                                            //
Türkiye'de Her 4 Üniversite Mezunu Yetişkinden 1'i işsiz
                                            //
Türkiye Son 10 yılda okul öncesi eğitime katılım oranını iki katına çıkararak OECD ülkeleri arasında en hızlı ilerleme kaydeden ülkelerden biri oldu


OECD tarafından her yıl yayımlanan ve ülkelerin eğitim sistemlerinin durumunu çeşitli göstergeler üzerinden ortaya koyan “Bir Bakışta Eğitim” raporları, eğitim alanında dünyanın en saygın ve güvenilir kaynaklarından biridir.

Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM, 9 Eylül 2025'te “Bir Bakışta Eğitim 2025” raporunun açıklanmasının ardından, Türkiye için öne çıkan verileri bir araya getirdi.

Her 3 Gençten 1'i Ne Eğitimde Ne İstihdamda

Üniversite Mezunlarının Bile 4'te 1'i İstihdamın Dışında

Eğitim Düzeyinde İlerleme Var

Okul Öncesi Eğitimde Farklı Tablo; 5 yaşta zirvede , 3-4 yaşta OECD'nin gerisinde

Ortaöğretimde Katılım Düşük

Yükseköğretimde Tablo

Türkiye'de Öğrenciler Sınıfta Daha Az Süre Geçiriyor

Derslere Ayrılan Süre

Tatiller Daha Uzun

Eğitim Harcamaları OECD'nin Çok Altında
Türkiye tüm eğitim kademelerinde öğrenci başına en düşük harcama yapan OECD ülkelerinden biri.

TEDMEM'in Değerlendirmesi
“Bir Bakışta Eğitim 2025” raporundan öne çıkan veriler, Türkiye'nin eğitimde hem ilerleme kaydettiğini söylüyor hem de çözüm bekleyen alanlara işaret ediyor. Okul öncesi ve yükseköğretime erişim artarken, lise ve üniversite mezunlarının istihdam oranlarının düşük kalması, gençlerin önemli bir bölümünün ne eğitimde ne istihdamda olması ve öğrenci başına yapılan harcamaların OECD ortalamasının oldukça altında kalması raporda dikkat çekiyor.
Buna karşın, genç yetişkinler arasında lise mezunu olmayanların oranındaki belirgin düşüş ve yükseköğretim mezunu oranındaki artış, Türkiye'nin eğitim düzeyinde olumlu bir dönüşüm yaşadığını ortaya koyuyor. Bu eğilim, uzun vadede toplumsal ve ekonomik gelişim açısından önemli fırsatlar sunma potansiyeli taşımakla birlikte, söz konusu ilerlemenin kalıcı ve kapsayıcı olabilmesi için nitelik, eşitlik ve sürdürülebilirlik boyutlarının güçlendirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye'nin, eğitimde erişim oranlarında yakaladığı ivmeyi sürdürürken, eğitimin niteliğini artırmaya, istihdamla güçlü bağlar kurmaya ve eğitim finansmanını daha adil ve sürdürülebilir bir temele oturtmaya öncelik vermesi kritik önem taşıyor.