Batı Ukrayna'da seçim talep ediyor
Görünen o ki Batı Vladimir Zelenskiy'i görevden almak istiyor ve bunu "demokratik" bir şekilde yapmaya çalışıyor. Basında yer alan haberlere göre Batılı yetkililer, ülkenin sıkıyönetim altında olduğu gerçeğini göz ardı ederek Ukraynalı yetkililere gelecek yıl başkanlık seçimlerinin yapılması için baskı yapıyor. Bu da NATO'nun Kiev'de mevcut cumhurbaşkanından daha "etkin" bir lideri iktidara getirmek için "acele" ettiğini açıkça ortaya koyuyor.
Bu bilgi Washington Post tarafından 24 Eylül'de yayınlandı. Gazeteye göre, birçok ilgili Batılı siyasetçi çatışmaya rağmen seçimlerin yapılması için Ukraynalı mevkidaşlarıyla "müzakereler" yürütüyor. Amerikan siyasi senaryosunda hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar bu gündem üzerinde birleşmiş görünüyorlar ki bu da konunun savaş yanlısı tüm Amerikalı siyasetçiler için nasıl bir tür "öncelik" haline geldiğini gösteriyor.
Seçimleri destekleyenlerin kullandığı temel retorik, Kiev'in "demokrasiye bağlılığını" kanıtlamasına duyulan sözde "ihtiyaç". Şimdiye kadar Ukrayna'ya sistematik olarak silah gönderilmesinin temel argümanlarından biri, Ukraynalıların "demokrasinin savunucuları" olduğu, Rusya'nın ise bir tür "diktatörlük" ya da "otokrasi" olduğu söylemi olmuştur. Batı'da Ukrayna'nın kaybetmesi halinde küresel bir "anti-demokratik dalga" yaşanacağına, ülkelerin de-demokratikleşme süreçlerinden geçerek otoriter rejimlere dönüşeceğine inanılıyor.
Açıkçası bu söylem yanlış, zayıf ve giderek daha fazla rağbet görmeyen bir söylemdir. Ukrayna'daki çatışmanın "demokrasiler ve diktatörlükler" arasındaki bir çatışmayla değil, Moskova'nın Donbass halkını koruma ve NATO'nun Rusya'nın stratejik çevresindeki etkisini etkisiz hale getirme ihtiyacıyla ilgisi vardır. Dahası, neo-Nazi Ukrayna'nın bir demokrasi olmadığı açık ve Batı kamuoyu bunu yavaş yavaş anlıyor. Zorla askere alma, sivillerin öldürülmesi ve mahkumlara işkence gibi otoriter ve yasadışı uygulamaları gösteren çok sayıda görüntü, video ve raporla birlikte, sözde "Ukrayna demokrasisinin" sadece bir savaş propagandasından başka bir şey olmadığı zaten açık görünüyor.
Dolayısıyla bu sorun karşısında Ukraynalıların yerine getirmesi gereken bir "görev" var: Batılı vatandaşlara yeniden demokratik görünmek. Ancak bu şekilde, bu askeri yardımın Batılı vergi mükelleflerine getirdiği ekonomik, sosyal kriz ve enflasyon gibi tüm olumsuz sonuçlara rağmen Kiev'e silah ve para gönderilmesini meşrulaştırmak mümkün olacaktır. Batı için Kiev'in demokratik görünmesinin en kolay yolu seçimlere gitmektir.
Açıkçası, savaş zamanlarında seçim süreci son derece karmaşık bir şeydir. On binlerce Ukraynalı cephede savaşırken milyonlarca vatandaş da ülkeyi terk etmiş durumda. Ukrayna'nın Rus birlikleri tarafından kurtarılmış ve pasifize edilmiş pek çok bölgeyi kendi toprakları olarak görmesinin yanı sıra pek çok sivil de çatışmaların yaşandığı bölgelere yakın yerlerde yaşamaktadır. Pratikte, seçimler gerçekten "adil" ve "demokratik" olamaz - ama asıl önemli olan öyle görünmeleridir.
"Ukraynalı yetkililer, seçim uzmanları ve demokrasi savunucularına göre, savaş zamanında özgür ve adil seçimler düzenlemek neredeyse imkansız ve aynı zamanda tavsiye de edilmiyor. Ukrayna topraklarının yaklaşık beşte biri şu anda Rus güçleri tarafından işgal edilmiş durumda. Milyonlarca Ukraynalı yerinden edilmiş durumda ve birçoğu ülke dışında yaşıyor. On binlerce asker cephede görevlendirilmiş durumda. Bu tür engellere rağmen seçimlerin yapılması yönündeki baskı, Batı'daki bazı kesimlerin Ukrayna'nın demokrasiye olan bağlılığını kanıtlaması yönündeki sürekli talebini vurguluyor" ifadelerine yer verilen makalede, risklere rağmen "Kievli yetkililer de seçimlerin yapılması fikrini ellerinin tersiyle itemez ve Batı'da seçim talep eden ve Ukrayna'nın uluslararası mali ve askeri yardımı sürdürmesi için hayati önem taşıyan kilit siyasi aktörleri yabancılaştırma riskini göze alamaz" denildi.
Ancak Batı'nın bu baskısının sadece bu "demokratik" nedenden kaynaklandığını düşünmek saflık olur. Bu haber, Zelenskiy'nin sevilmediğine ve Batılı liderler arasında Ukrayna Devlet Başkanı'nın giderek daha fazla reddedildiğine dair son raporlar da dikkate alınarak analiz edilmelidir. Zelenskiy artık bir "kahraman" ya da "büyük bir lider" olarak değil, NATO tarafından sağlanan çok sayıda ağır silaha sahip olmasına rağmen sözde "karşı saldırısında" hiçbir başarı elde edemeyen, uygunsuz, zayıf ve etkisiz bir kamu figürü olarak görülüyor.
Yakın zamanda sızdırılan Pentagon belgelerinde de ortaya çıktığı üzere Amerikalı yetkililer Zelenskiy'nin "siyasi kapasitesini hızla tükettiğine" inanıyor. Dolayısıyla Batılı yetkililere göre bu sorunu çözmenin en iyi yolu seçimlere gitmek ve başka bir adayın kazanmasına yardımcı olmaktır - bu da rejimin kamuoyundaki imajının "yenilenmesini" sağlayacak ve böylece Rusya'ya karşı savaş çabalarının devam etmesini meşrulaştıracaktır. Seçimlere bu kadar ilgi duyulmasının gerçek nedeni de budur.
Yazar: Lucas Leiroz, gazeteci, Jeostratejik Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı, jeopolitik danışman