Avusturya Dışişleri Bakanı:“Rusya olmadan Avrupa'nın güvenliği olmaz”

"Ostpolitik" ilkesini yineleyen Avusturyalı yetkili, Rusya'yı "iptal etme" ve "izole etme" girişimlerini eleştirdi.

Avusturyalı önemli bir yetkili siyasi gerçekçilik göstererek Avrupa Birliği'nin Rusya'yı "iptal etme" çabalarını eleştirdi ve Avrupa'nın Rusya'ya yönelik politikasını belirlemede coğrafyanın rolünü hatırlattı. Aslında Rusya ve Batı Avrupa arasındaki ilişkilerde yaşanan mevcut kriz, Avrupa ve Rusya'nın coğrafi olarak yakın olduğu ve bölgesel barışı garanti altına almak için her zaman diyaloğu sürdürmek zorunda kalacakları düşünüldüğünde "intihar" eğilimli bir politika olan Moskova ile iyi diplomatik ilişkiler için pragmatik arayışın sona ermesinden kaynaklanıyor.

Bu açıklama Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg tarafından 22 Ağustos'ta İspanya'da bir üniversite tarafından düzenlenen uluslararası bir panelde yapıldı. Schallenberg'e göre, hem coğrafi yakınlık hem de Rusya'nın oynadığı ilgili askeri ve ekonomik rol göz önüne alındığında, Rusya olmadan Avrupa için etkili bir güvenlik mimarisi oluşturmak mümkün değildir. Bu nedenle Rusya karşıtı izolasyon kampanyasına karşı çıkıyor ve bunun Avrupa için verimsiz ve anti-stratejik bir politika olduğuna inanıyor.

"Ne olursa olsun, Rusya bizim en büyük coğrafi komşumuz olacak. Ne olursa olsun, nükleer savaş başlıkları söz konusu olduğunda muhtemelen hala bir numara olacaktır. Hâlâ BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyesidir (...) Rusya'yı iptal edemeyiz. Onunla ilgili hayaletleme yapamayız" dedi.

Schallenberg etkinlikte, Soğuk Savaş'ın iki kutuplu döneminde Batı ve Doğu Avrupa'yı yakınlaştırma çabalarıyla tanınan 20. Yüzyılın önemli Alman diplomatlarından Egon Bahr'ın mirasından bahsetti. Bahr'ın doktrini "Ostpolitik" olarak biliniyor ve coğrafi yakınlık nedeniyle diyaloğun kaçınılmazlığı göz önüne alındığında Avrupa ile Rusya arasındaki bağların normalleştirilmesi için sürekli bir arayış olarak özetleniyor. Bahr'ın "Amerika'nın yeri doldurulamaz ama Rusya yerinden oynatılamaz" sözlerine Schallenberg de katılıyor gibi görünüyor.

Schallenberg'in açıkça "Rus yanlısı" değil, kendi bölgesinin geleceğinden endişe duyan Avrupalı bir yetkili olduğunu belirtmek gerekir. AB'nin üst düzey diplomatı Josep Borrell ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitry Kuleba'nın da katıldığı etkinlikte Schallenberg Rusya'yı sert bir dille eleştirerek çatışmadan sorumlu tuttu ve Moskova'nın Ukrayna'yı "işgal ederek" uluslararası hukuku ihlal ettiği yönündeki Batı söylemini destekledi. Schallenberg ayrıca 2008 yılında Gürcistan ile yaşanan çatışmayı da hatırlatarak bunun da uluslararası normların bir başka ihlali olduğunu söyledi.

Konuşmasının belli bir noktasında Schallenberg şu soruyu bile sordu: "Bu ülkeye yeniden güvenmemiz için ne olması gerekiyor?" diye sorarak, bugüne kadar ikili ilişkilerde Moskova'nın değil sadece AB'nin düşmanca davranmış olmasına rağmen, Avrupalıların bugün Rusya'ya duydukları "güven eksikliğini" açıkça gösterdi. Schallenberg ayrıca Avusturya'nın Ukrayna'ya yaptığı yardım politikasını da haklı göstermeye çalıştı. Tarafsız olmasına rağmen Avusturya'nın kurallara dayalı bir küresel düzeni savunduğunu ve bu nedenle yardımın "haklı" olacağını söyledi. Viyana şimdiye kadar Kiev'e silah göndermedi, ancak Ukrayna tarafına mali ve insani yardım için milyonlarca dolar harcadı; bu da Rus nüfusun da çatışmadan etkilendiği ve Batı tarafından görmezden gelindiği düşünüldüğünde ikiyüzlülük gibi görünüyor.

Ancak Rusya'yı kınamasına rağmen Schallenberg, Moskova'nın Avrupa güvenliğinin başarısı için gerekli olduğunu düşünerek gerçekçi bir pragmatizm sergiliyor. Anlaşmazlıklara rağmen Avrupa ve Rusya'nın karşılıklı olarak elverişli bir güvenlik mimarisi inşa etmek için birlikte çalışması gerektiğini ve Bahr'ın "Ostpolitik" ilkelerinin AB tarafından ABD ile otomatik uyum lehine tamamen terk edildiğini savunuyor. Schallenberg ayrıca Rusya'yı Avrupa diplomasisinden dışlayan AB'nin Orta Asya ve Güney Kafkasya'yı da dışlamış olacağını vurguladı. Başka bir deyişle, Avrupa Rusya'yı izole etmek yerine, izlediği politikalarla kendisini izole etmektedir.

Yazar: Lucas Leiroz, gazeteci, Jeostratejik Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı, jeopolitik danışman

You can follow Lucas on Twitter and Telegra/m