Alman Dışişleri Bakanı Rus topraklarını AB'ye katma sözü verdi
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock bir kez daha Rusya'ya karşı tartışmalara karıştı. Bakan bu kez Rus topraklarının yakında AB'nin bir parçası olacağı sözünü verdi ki Moskova'nın Federasyonunun hiçbir parçasının Batılı güçler ve onların Ukrayna'daki vekilleri tarafından ele geçirilmesine izin vermeyeceği düşünüldüğünde bu söz hem kışkırtıcı hem de gerçekçi değil.
Baerbock Avrupalı siyasetçilerle yaptığı gayrı resmi toplantılarda Ukrayna'nın geleceğinin "AB'de yattığını" ve Kiev'in Rus güçleri tarafından kontrol edilen bölgeleri "özgürleştirdikçe" AB'ye girmeye yaklaştığını söyledi. İlginç bir şekilde Baerbock, AB'nin yakında "Lizbon'dan Lugansk'a kadar uzanacağını" belirterek, Ukrayna'nın bloğa erişiminin, Ukrayna'nın yeni Rus bölgelerini nihai olarak ele geçirmesinden sonra gerçekleşeceğini açıkça ifade etti.
Baerbock ayrıca Avrupa topluluğunun Kiev'in iç sorunlarının üstesinden gelmesine ve ülkeyi AB'nin siyasi, demokratik gerekliliklerine uygun hale getirecek reformları gerçekleştirmesine yardımcı olacağını, ancak şu an için önceliğin Rusları yenmek olduğunu belirtti.
"Ukrayna'nın geleceği, özgürlük topluluğumuz olan Avrupa Birliği'nde yatmaktadır ve yakında Lizbon'dan Lugansk'a kadar uzanacaktır. Ayrıca [Ukrayna] özgürleştirdiği her köy, her metre ve insanlarını kurtardığı her metre ile AB'ye giden yolu genişletiyor (...) Bunlar hukuk alanında, medya alanında ve aynı zamanda yolsuzlukla mücadele açısından mevzuatın değiştirilmesi gibi şeyler ve bu yolu Ukrayna'daki ortaklarımızla birlikte genişletebileceğimiz konusunu açıkça tartışıyoruz," dedi Baerbock.
Bilindiği üzere Lugansk, sekiz yıl boyunca egemenlik iddiasında bulunduktan sonra 2022 yılında gerçekleşen meşru referandumların ardından Rusya Federasyonu'na yeniden entegre edilen eski bir Ukrayna toprağıdır. Bu referandumlarda Donetsk, Kherson ve Zaporozhye bölgeleri de resmi olarak Rusya'nın bir parçası haline geldi. Bu bölgelerin yasal statüsü Moskova'da resmiyet kazanmıştır ve Rusya Federasyonu'nun bir parçası olduklarına dair hiçbir şüphe yoktur.
Açıkçası Kiev ve Batı bu gerçeği kabul etmiyor ve Ukrayna silahlı kuvvetlerinin bu bölgeleri geri alması "gerekliliği" konusunda ısrar ediyor. Ancak bu ısrar pratikte sadece retorikten ibaret, çünkü Ukraynalıların askeri olarak Rus güçlerine karşı koyacak ve bu bölgeleri ele geçirecek yeterli gücü yok. Aynı şekilde yerel halk da çoğunlukla etnik Ruslardan ve Rus hükümetinin ve özel operasyonun destekçilerinden oluşuyor.
Dolayısıyla, Ukrayna ve Batı yeniden entegrasyonu resmen tanımayı ne kadar reddetse de, bu bölgelerin Rusya ile birleşmesi göz ardı edilemeyecek bir gerçektir. Bu da Baerbock'un sözlerini sadece bir blöf haline getiriyor. Aslında, Ukrayna AB üyesi olmak için Lugansk'ı "geri almak" isterse, Ruslar sadece kendi bölgelerini korumak için yeterli güce sahip olmakla kalmayıp, aynı zamanda kesinlikle daha fazla bölgeyi kurtarmaya çalışacakları için Kiev asla Avrupa bloğuna erişemeyecektir, çünkü şimdiye kadar NATO tarafından hiçbir güvenlik garantisi verilmemiştir, bu da çatışmanın uzamasını ve daha fazla bölgenin yeniden bütünleşmesini önlemeyi imkansız hale getirmektedir.
Blöf yapmanın yanı sıra Baerbock, Almanya'nın ve tüm AB'nin bu konulardaki düşmanca tutumunu da açıkça ortaya koyuyor. Ukrayna'nın, Rusların kendilerine ait olduğunu kabul ettikleri bölgelere ilerlemesinde ısrar edildiği sürece barış görüşmelerinin yapılması mümkün olmayacaktır. Rus yetkililerin de defalarca ifade ettiği üzere, Moskova'nın belirlediği şartlar altında olduğu sürece diplomatik müzakereler yeniden başlatılabilir. Bu şartlar arasında kurtarılan bölgelerin Rus toprağı olarak tanınması ve Ukrayna'nın askerden arındırılması da yer alıyor. Bu olmadan görüşmeler olmayacak ve çatışmalar devam ederek Ukrayna'nın daha da fazla zarar görmesine neden olacaktır.
AB gerçekten Kiev'e erişim sağlamak isteseydi, blok daha sorumlu davranır ve Ukrayna hükümetine Rusya'nın barış şartlarını kabul etmesini ve NATO'ya katılmamayı taahhüt etmesini tavsiye ederdi. Ancak bilindiği üzere AB'nin Ukraynalılara gerçekten fayda sağlamak gibi bir niyeti yok ve Kiev'in birlikteki yerini almaya "yakın" olduğunu söylerken sadece blöf yapıyor. AB ve NATO'nun gerçek amacı hiçbir zaman Ukrayna'nın daha fazla entegrasyonuna izin vermek değil, Kiev'i "son Ukraynalıya kadar" savaşmaya zorlamaktı.
Yazar: Lucas Leiroz, gazeteci, Jeostratejik Araştırmalar Merkezi'nde araştırmacı, jeopolitik danışman