AKP Madenleri Yabancılara Peşkeş Çekiyor

EMEP Milletvekili Sevda Karaca’dan bütçe tepkisi: "Sermayenin açlığını doyurmak için ülke kaynakları emperyalist talana açıyor"

Ankara — Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde söz alan EMEP Antep Milletvekili Sevda Karaca, iktidarın emperyalist hammadde zincirine eklemlenmek için ülke kaynaklarını peşkeş çektiğini vurgulayarak, “Bu bütçe uluslararası sermayenin hammadde açlığını doyurmak uğruna ülkenin tüm varlıklarını emperyalistlerin talanına açan yeni sömürgeci düzenin kataloğudur.  Bu bütçeye öldürülen, yoksullaşan enerji ve maden işçileri de, katledilen doğa da, yerinden yurdundan edilen köylü de hayır diyor, biz de hayır diyoruz” dedi. 

Karaca, “Bakanlığın internet sitesinde bir sekme var: ‘Neden Türkiye’ye yatırım yapmalı?’ İngilizce hazırlanmış bir ‘maden yatırım rehberi’. Haritada  yer altı kaynaklarımız tek tek işaretlenmiş. Altın nerede, bakır nerede, gümüş nerede, ne kadar rezerv var, nasıl ulaşılır… Hepsi yazılmış. Yetmemiş, bir de not düşmüşsünüz: Henüz keşfedilmemiş ama keşfedilmeyi bekleyen rezervler de var. Ülkenin yer altı zenginliklerini yabancı tekellere yatırım kataloğu olarak sunup, sonra çıkıp bize ‘yerli ve milli madencilik’ masalı anlatıyorsunuz. Ne yazıyor o katalogda: Jeofizik haritalar hazır, koordinatlar açık.Vergi muafiyeti, ruhsat kolaylığı, 50 yıllık garanti. Kârınızı maksimum düzeye çıkarın. Özcesi şu: Kaynaklar bizden, garanti bizden, kâr sizden. Sömürge madenciliğinin, emperyalist yağmanın en yalın hali budur”dedi.

“İşçi ölüyor, doğa yok oluyor ama şirketler hâlâ ülkede cirit atıyor”

Katalogda hâlâ İliç katili Kanadalı şirketin ortağı Anagold’un adının geçtiğini vurgulayan Karaca şöyle devam etti: “Şimdi aynı şirket Artvin’in Hod Vadisi’nde 495 futbol sahası büyüklüğünde yeni bir maden kurmaya hazırlanıyor. Toprağın yüzde 71’i maden ruhsat alanına çevrilmiş bir kentte. İşçi ölüyor, doğa yok oluyor, halk zehirleniyor... Ama şirketler hâlâ bu ülkede cirit atıyor. Ne güzel memleket değil mi? Talan serbest, hesap yok. Bu tablo, diğer tekellere de açık bir davetiyedir: Gelin, siz de buyurun… Bu ülke sizindir. Ve bunun adına da ‘yerli ve milli kalkınma’ diyorsunuz. Bundan daha iyi ‘yatırım teşviki’, daha iyi “motivasyon” olur mu?”

“Sadece madenleri değil işçileri de pazarlıyorlar”

Katalogda sadece madenlerin değil, işçilerin de pazarlandığına dikkat çeken Karaca, “Bakın ne yazıyor: ‘Ortalama yaş 33, genç, dinamik, verimli işgücü.” ‘Bol, ucuz, itiraz etmeyen işçilerimiz var. Gelin sömürün’Bir iktidar kendi halkını bu şekilde nasıl pazarlar” dedi.

İktidarın ‘bağımsızlığı’: Kendi toprağında, yabancı şirketin kölesi olmak

Karaca Bakan Bayraktar’ın  “Gabar’dan yılda 2 milyar dolar değerinde petrol çıkarıyoruz” sözlerine ilişkin, “Bizim petrolümüz” dediğinizi ABD’li şirketler çıkarıyor, kaynak halkın, kazanç Amerikan sermayesinin. Gabar’da işçiler köle gibi 12 saat çalışıp, 25-30 bin lira maaş alıyorlar. İtiraz edene “defol git” deniyor. İşte ‘enerjide bağımsızlık’ dediğiniz tam olarak bu: Kendi toprağında, yabancı şirketin kölesi olmak” dedi.

“Beylikova madenin çamurunda boğulacak”

Nadir toprak elementlerine ilişkin Bakan Bayraktar’ın Beylikova’da 694 milyon ton rezerv bulundu diyerek övündüğünü söyleyen Karaca, “Ama bu rezervleri işleyecek teknoloji, laboratuvar, rafineri kapasitesi Türkiye’de yok. ABD Ukrayna’nın madenlerine el koyarken, Türkiye Beylikova’daki rezervleri ABD pazarlık masasına koyuyor. Sömürge valisi gibi “Bizde hammadde var, sizde teknoloji var, gelin üstüne konun” diyorsunuz. Bağımlılığı büyütüyorsunuz. Üstelik sonunda asidik sular yeraltına sızacak, radyasyon riski artacak, tarım bitecek. Cevheri sömürecek, çöpü buraya bırakacak, kâra el koyacaklar. Ülke, Çin’in kanser köylerine, Kongo’nun çocuk işçi madenlerine dönecek. Beylikova madenin çamurunda boğulacak” diye konuştu.

Karaca, “Soruyoruz: Daha meslek hastalıklarının bile kayıt altına alınmadığı bir ülkede,

iş cinayetlerinde dünya rekoru kıran bir düzende, ÇED raporunu şirketin kendisi yazarken, grev hakkı yasaklanırken. Radyoaktif NTE sahasında işçiler, halk nasıl korunabilir.  Sizin maden patronu vekilinizin kimyasal atık havuzu taştı, suya toprağa karıştı. O vekilin imzasıyla maden yasası getirdiniz. Bu halk size nasıl güvensin” diye sordu.    

“Emperyalist hammadde zincirine eklemlenmek için ülke kaynaklarını peşkeş çekiyorsunuz”

“Siz emperyalist hammadde zincirine eklemlenmek için bu ülke kaynaklarını peşkeş çekiyorsunuz” diyen Karaca, Türkiye’deki madenlerden edilen kârın, ortak dev hissedarlar aracılığıyla ABD’li savaş şirketlerine aktığını belirtti. Karaca,  “Filistin’de halkın üstüne bomba olarak yağıyor. Bizim halkımıza iş cinayetleri, sefil çalışma koşulları, suyuna, toprağına, havasına kirlilik olarak dönen madenlerin ekmeğini emperyalistler yiyor. Bu bütçe uluslararası sermayenin hammadde açlığını doyurmak uğruna ülkenin tüm varlıklarını emperyalistlerin talanına açan yeni sömürgeci düzenin kataloğudur. Bu bütçeye öldürülen, yoksullaşan enerji ve maden işçileri de, katledilen doğa da, yerinden yurdundan edilen köylü de hayır diyor, biz de hayır diyoruz” dedi.